Çocuklar için yaz tatili bitti ve artık okula dönme vakti geldi. Okula başlamadan önce ve okula başladıktan sonra çocuklarda birtakım değişik tepkiler gözlemlenebilir, çünkü evden, tatil ortamından gelmektedirler. Okul, bildikleri bir ortam olsa bile yeni ve uyum sağlanması gereken bir durumdur.
Çocuğunuzun, okula gitmek istememesi ve dolaylı davranışlarla direnç göstermesi bazı bedensel yakınmalarla karşınıza çıkabilir. Okula geliş saatlerine yakın gözlenen ve daha sonra kendiliğinden yok olan mide bulantıları, baş–karın ağrıları, ağlama, uykusuzluk gibi davranışlar gözlenebilir. Bu yolla çocuklar ebeveynlerini okula gitmeme konusunda ikna etmeye çalışabilirler. Bazen aileler de çocuklarından ayrıldıkları için kendileriyle ilgili kaygı yaşarlar ki bu durum çocuğun okul korkusunu arttıran bir faktör olabilmektedir. Bu nedenle ailenin kararlılığı çocuğun uyum süreci için önemlidir. Yani çocuğun anaokulu başlama sürecinde ailenin de duygusal olarak hazır olması gereklidir. Çocukların okula gitmek istememeleri ile ilgili açıklamaları ne olursa olsun önce dinlenilmelidir. Tabi ki bedensel yakınmaların gerçekliği iyice anlaşılmalıdır. Yaşadıklarının normal ve geçici olduğunu elbette çocuklar bilmez ama yetişkinler bilebilir. Çocuğunuzu iyice dinleyip anladıktan sonra eğer bu yakınmaların okula uyum süreciyle alakalı olduğunu düşünüyorsanız kararlı bir şekilde çocuğunuzu desteklemeniz iyi olabilir.
Bu konuda çocuğunuza nasıl destek olabilirsiniz?
İlk olarak çocuğunuzun başlayacağı okulun oryantasyon programını incelemek, size uyup uymadığını düşünmek ve bu süreçle alakalı aklınızda herhangi bir soru işareti varsa bunu mutlaka konuşmak oldukça önemli olacaktır. Her okulun adaptasyon ve uyum süreci farklı olabilir ve sizin yaklaşımınıza uyan bir okulda olmak hem sizi hem de çocuğunuzu oldukça rahatlatacaktır.
Çocuğunuzun okulun ilk günü yaşayabileceği en önemli kaygı, sürekli okulda kalacağı, eve dönemeyeceği ya da gününün tamamını okulda geçireceği ile
ilgilidir. Oryantasyon programının ilk gününde çocuğunuza okula geliş-gidiş saatleri hakkında bilgi vermek onu biraz olsun rahatlatacaktır. Bu konuda
somut görseller kullanabilir, her bir saati bir kutucuk olarak resmedebilir ve içine hangi aktiviteler yapılacaksa onları beraber çizebilir ve eve dönüş saatini de ekleyebilirsiniz. Okul öncesi dönemde çocuklar somut görselleri çok daha iyi algılarlar.
Okula başlamadan önce çocuğunuzu duygusal açıdan hazırlamak, yaşayacakları hakkında bilgi vermek kendisini daha iyi hissetmesini sağlayacaktır. Okulda çok sayıda arkadaş edineceği ve onu seven öğretmenleri olacağı söylenebilir, kendi okul anılarınızı anlatıp okula giden çocuklarla ilgili hikâyeler okuyabilirsiniz.
Çocuğunuz sabah okula gelmeniz konusunda ısrar ediyorsa, ona herkesin sorumlulukları olduğunu hatırlatarak kendi sorumluluklarınızdan bahsedebilir, onunkinin de okula gitmek olduğunu belirtebilirsiniz. Kullanacağınız ifadelerin kısa ve net olması; ayrıca söz ve davranışlarınızın tutarlı olması çok önemlidir.
Bir takvim üzerinde okulda bulunacağı günleri ve tatil günlerini işaretlemek, okul günlerinde öğretmenleri ve arkadaşları ile yapacağı güzel şeyleri
anlatmak da çocuğunuzu rahatlatacaktır.
Anaokulunun her gün gidilmesi gereken oyun, arkadaş ve eğitim yeri olduğu anlatılmalı ancak abartılmış ve yanlış bilgi verilmemelidir. Aksi durumda
çocuğunuz kendisine anlatılanlarla bulduklarını karşılaştığında aradığını bulamayacak ve okula güveni azalacaktır.
Çocuğunuza okulda mutlu olacağını, güvende olacağını, burada onunla ilgilenileceği, isteklerini öğretmenleriyle paylaşabileceği söylenebilir. Bu durum
çocuğunuzun öğretmenine karşı güven duymasına yardımcı olabilir.
Uyum sorunları hafta başından hafta sonuna doğru azalma gösterebilir. Ancak hafta sonundan sonra tekrar artabilir. Bu normal bir süreçtir. Sabır, sakinlik, kararlılık bu süreci kısaltıcı faktörlerdir.
Bunun bir süreç olduğunu ve çocuğunuzun sizin hislerinizi de çok rahat anlayabileceğini unutmayın. Sizin okula, öğretmenlere ve bu sürecin nasıl
yönetildiğine dair güveniniz varsa çocuğunuz da bir süre sonra o güveni yakalayacaktır.
Klinik Psikolog Aslı Akman
Bu yazımız da ilginizi çekebilir: