Varoluşsal kaygılar ve sorgulamalar zaman zaman aklımıza gelmektedir. Ben aslında kimim? Neden bu dünyadayım? Yaşadığımız yer gerçekten adaletli bir yer mi? Her şey bitince ne olacak? Ölüm dediğimiz şey ne? Bu ve bunun gibi birçok soru ara ara zihnimizde dönüp durur. Çünkü hepimizin içinde doğuştan gelmekte olan bir merak duygusu vardır. Belirsizlikler insanoğluna iyi gelmez. Bilmek ve belirsizlikleri yok etmek isteriz. Belirsizlikleri yok etmek adına kendi kendimize yaptığımız sorgulamalar da varoluşsal kaygıları beraberinde getirir.
Peki bu sorgulamalar neden bizde kaygı yaratır?
Sorgulama sarmalına girdiğimizde, zor sorular başka zor soruları da beraberinde getirir. Cevabını bilmediğimiz ve belki de hiç bir zaman bilemeyeceğimiz bu sorular bizlere kendimizi güçsüz ve çaresiz hissettirir. Eğer bu sarmaldan çıkmaz ve cevap bulma konusunda ısrarcı olursak, bu aşırı düşünme hali bizi iyice dibe çeker. Yaşamımızı anlamsız bulmaya başlarız. Motivasyon kaybı, isteksizlik gibi durumlar kendini gösterir. Varoluşsal sorgulamalar her zaman kötü sonla bitmek zorunda değildir. Eğer bu
sorgulamaların içinde çok kaybolmamayı başarabilirsek aslında bize çok güzel bir şey öğretir: Belirsizlik içinde yaşayabilmeyi, belirsizliğe rağmen var olabilmeyi…
Sorgulama sarmalından çıkamadığınızı hissediyorsanız ne yapabilirsiniz?
Öncelikle konuyu biraz daha geniş pencereden değerlendirip, şu gerçeği kendinize hatırlatmanızı tavsiye ederim: Bizler, öleceğini bilerek yaşayan tek canlı tür olarak, bu büyük bilgiye rağmen büyük bir motivasyonla yaşamımıza anlam katmayı başarabilmişizdir. Zaman zaman dengemiz şaşsa da, motivasyonumuz zayıflasa da tekrardan toparlanabilecek güce sahibiz. Size ait becerileri, değerleri ve yetenekleri keşfetmeye vakit ayırın. Siz hayata, kendinize ya da başkalarına ne şekilde bir katma değer sağlayabilirsiniz? Bu sorunun cevabını düşünürken bazen kişiler kendi becerilerini küçümseyip değersizleştirebiliyor. Bunu yapmayın. Bazen sizin gözünüze çok önemsiz gelen bir yeteneğiniz başkası için büyük faydalar sağlayabilir.
Kendimizi, düşüncelerimizi ve zihnimizi şuana odaklamak için çaba sarf etmeliyiz. Anda kalmak, varoluşsal sorgulama sarmalından çıkmamıza yardımcı olur. Geçmişe takılı kalmak ya da geleceği düşünmek şu dönemde size iyi gelmeyecektir. Müsait zamanlarınızda fiziksel aktiviteye zaman ayırmak, nefes egzersizleri, yoga, meditasyon yapmak, sanatın herhangi bir türüyle ilgilenmek zihnimizin anda kalmasına yardımcı olmaktadır. Tüm bu öneriler işe yaramıyor ve gittikçe kötüye gittiğinizi hissediyorsanız, profesyonel bir destek almaktan kaçınmayın.
Klinik Psikolog Nazlı Kocabaşa
Bu yazımız da ilginizi çekebilir; Terapi Odasının Önemi